Kolon sendromu, yapısal değil, fonksiyonel bir bozukluk olarak nitelendirilir. Bu sendromda, ağrı, şişkinlik ve boşaltım problemleri yaşayan kişilerde yapılan testler sonucunda herhangi bir organik bozukluk veya patolojik bulgu saptanmaz. Bu durum genellikle kolon sendromunu düşündürür. Hastalığın teşhisini kolaylaştırmak için doktora detaylı bilgi vermek ve şikayetleri net bir şekilde iletmek oldukça önemlidir.

Kolon sendromu, hastalığın uzun süre devam etmesi sonucu ciddi rahatsızlıklara (örneğin, kanser gibi) yol açmaz. Ancak, hastanın yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. Çok sık rastlanılan bir hastalık olmasına rağmen, doktora başvurmadan bu hastalığı yaşam tarzı olarak kabul edenlerin sayısı oldukça fazladır. Kolon sendromu hastaları, günlük hayatta yaptıkları birçok işi yarıda bırakma olasılığına sahiptir. Yapılan bir araştırmaya göre, kolon sendromu hastaları soğuk algınlığından sonra işe ve okula gitmeme sebeplerinde ikinci sıradadır. Bu hastaların yaşam kalitesinin ileri düzey böbrek yetmezliği olan hastalarla aynı olduğu görülmektedir. Bu da hastalığın yaşam kalitesini ne kadar etkilediğinin önemli bir göstergesidir. Kolon sendromu tüm uluslarda ve hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilir. Daha önce yapılan araştırmalarda kadınlarda daha sık görüldüğü iddia edilse de, son araştırmalarda erkeklerde az görünmesinin nedeni, şikayetleri neticesinde doktora başvuran erkek sayısının az olmasından kaynaklanabileceği açıklanmıştır. Rahatsızlıklar genellikle 45 yaş öncesinde etkili olmaya başlar. Toplumda görülme ihtimali %10 olarak açıklanmıştır, ancak bu oran gelişmiş ülkelerde daha fazladır.

Karın Ağrısı: Künt bir ağrı şeklinde oluşur. Ağrılar dalga halinde gelir ve gider. Sıklıkla yemekten sonra meydana gelir. Gaz çıkarma ve dışkılama ile rahatlama hissedilir.

Şişkinlik: Hastalar normal kişilere göre daha fazla gaz üretmeseler de, gaz bağırsak yolu ile çıkamadığından dolayı rahatsızlık oluşturur. Sıklıkla yemek yedikten sonra başlayan ve gün boyu bağırsaktan sesler gelmesi, karın bölgesinde sıkışıklık ve giysilerin rahatsız etmesi gibi durumlar ile sürer.

Kolon sendromunun tedavisi, hastanın yaşam tarzındaki değişikliklerle birlikte, diyet ve stres yönetimi gibi yöntemlerle sağlanabilir. Liften zengin bir diyet, düzenli egzersiz, bol su tüketimi ve yeterli uyku, semptomların azalmasına yardımcı olabilir. Doktor tarafından önerilen ilaçlar da kullanılabilir. Ayrıca, psikolojik destek ve terapi, stresin yönetilmesine ve semptomların hafifletilmesine katkı sağlayabilir.

Kolon sendromu, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ancak doğru yaklaşımlar ve tedavi yöntemleri ile yönetilebilen bir rahatsızlıktır. Doktorunuza danışarak uygun tedavi planını oluşturmak, semptomların kontrol altına alınmasında önemli bir adımdır.